MERAK ETTİKLERİNİZ PET OTEL MÜZE KANUNLAR
::: SAĞLIK KÖŞESİ   >   KİST HYDATİD (Echinococcus granulosus granulosus)
 
   Yaygın olarak kist adıyla bilinen, bir tür parazit olan E.g.g, köpek, kedi, kurt, çakal ve diğer et yiyen hayvanların ince barsaklarında yaşayan 2-6 mm.  uzunluğunda ve vücut yapısı 3 halkadan oluşan bir tenya (Cestod) türüdür.
   İNSANLAR, tarafından ağız yoluyla alınan tenyaya ait  yumurtalardan çıkan larvalar, ince barsaklarda serbest kalır. Kan dolaşımına girerek vücudun değişik organlarına yerleşir. Buralardaki gelişmelerinden sonra HYDATID KİST adını alan bu larva şeklinin en fazla görüldüğü organlar, karaciğer ve akciğerlerdir. Bu organları aşan larvalar (Onkosfer) kan dolaşımıyla kemik iliği boşluğuna, göz, merkezi sinir sistemi, böbrek ve pankreas gibi organ ve dokulara yerleşir. 
   Hydatid kistler altı ile on yıl arasında değişen uzun bir gelişme sürecine sahiptir. Karaciğerde  20 cm.  çapa ulaşırken, karın boşluğunda ve yumuşak dokularda çok daha büyük çaplara ulaşabilmektedir. Bu yavaş gelişime bağlı olarak insanlardaki enfeksiyonlar, birçok olguda selim seyretmektedir. Başlıca etkileri yaptıkları basınçtan dolayı ortaya çıkmaktadır. Beyin boşluğunda oluştuğu durumlarda , basınç yaptığı bölgeye bağlı olarak oluşan baskıdan dolayı gelişen görme ve duyu bozuklukları, kısmi veya tam felç gibi sinirsel problemler gelişebilir. Hastalıkta  bir diğer tehlike, kist hydatid olgularında göğüs boşluğunun bir tarafının tıkandığı hallerde görülen solunum yetmezliğidir. En büyük tehlike ise   kistlerin yırtılmasıyla şekillenen anaflaksi (Allerjik şok) olmakta ve genellikle ölümler akciğer ödemi sonucunda ortaya çıkmaktadır.
   Gelişmelerinde ilk adım, bu paraziti barsaklarında taşıyan etçillerin dışkılarıyla parazitin gebe halkalarının dışarıya atılmasıdır. Bu halkalardan parazit yumurtaları çevreye ve hayvanın tüyleri üzerine bulaşır. Bu yumurtaların içinde parazitin larva formu bulunur. Larvalar çok dayanıklı olup, toprakta kuruluğa ve dona karşı 1 yıl, formole ise 2 hafta direnç göstermektedirler. Kisti taşıyan ara konakçı hayvanların ölümünden sonra da uzun bir süre kistler canlılığını korumaktadır.  Bu leşleri yiyen etçiller, hastalığın yayılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Son konakçılar, olgunlaşan kistleri yiyerek enfeksiyonu almakta ve parazitler, bunların ince barsaklarında olgun tenyalara dönüşmektedirler.
   Tenyanın gelişme evresinde esas ara konakçılar bir çok ülkede koyunlar iken, Ortadoğu'da  deve, İskandinav ülkelerinde ise Ren geyikleridir.

KORUNMA:
   Evcil hayvanların, düzenli olarak etkene spesifik preparatlar kullanılarak, adı geçen tenyadan arındırılması gerekmektedir. Bu amaçla  ülkelerdeki hastalığın seyrine göre belirli aralıklarla bu parazitleri yok eden ilaçlar kullanılır.
   Avrupa'da söz konusu hastalık tamamen eradike edilmesine rağmen her altı ayda bir ilaç uygulaması yapılmaktadır. Ülkemizde ise bu hastalık yoğun olarak görülmeye devam etmektedir.   Bu nedenle, her 3 ayda bir ilaç uygulaması ile yüzde yüz bir korunma sağlanması kendi sağlığımız açısından gerekli bir uygulamadır.