Kuş gribi, virüs kaynaklı ve bu nedenle de bulaşıcı hastalıktır. Hastalığa neden olan virüs, grip (influenza) virüsü ile aynı aileden gelir ve hastalığa bu yüzden kuş gribi veya avian influenza da denir.
Avian influenza, kuşların influenza tip A suşu tarafından meydana getirilen enfeksiyöz bir hastalıktır. Hastalık ilk defa 1878 yılında, İtalya'da identifiye edilmiş olup dünyanın birçok ülkesinde ki kanatlı hayvanlarda görülmektedir. Bütün kuş türleri enfeksiyona duyarlı olmasının yanında bazı türler, diğerlerinden enfeksiyona karşı daha dirençlidir. Bütün kuş türleri hastalığa duyarlı olmakla birlikte evcil kanatlılar enfeksiyona daha hassastır ve hastalık sürü içinde çok hızlı bir şekilde yayılır. Hastalığın kuluçka süresi bireysel olarak hayvanda birkaç saatten 3 güne kadardır. Hastalık 14 gün içinde tüm sürüye yayılır.
Avian influenza kuşlarda, ani başlayan bulaşıcı ve hızlı seyir izleyen, öldürücü bir hastalıktır. Kuşlarda bu hastalığın 2 formu vardır. Hastalığın hafif formu olan; Düşük Patojeniteli Avian İnfluenza (LPAI) hafif solunum sistemi hastalığı, bazen sadece tüylerde kabarma ve yumurta veriminde düşüş ile kendini gösterir. Yüksek Patojeniteli Avian İnfluenza (HPAI) olarak bilinen hastalığın ikinci formu ise ani başlayan bulgular ile karakterize, şiddetli hastalık tablosu oluşturmakta ve hızlı seyrini takiben ölümle sonuçlanmaktadır. Ölüm oranı % 100'e varabilmektedir.
Göçmen kuşlar (özellikle yaban ördekleri) avian influenza virüsünün doğal rezervuarıdır. Bunun yanında bu kuşlar hastalığa karşı oldukça dirençlidir. Evcil kümes hayvanları (Tavuk ve hindi) ise ölümcül influenza formuna karşı oldukça duyarlıdır. Hayatta kalan enfekte kuşlar dışkı ve ağız salgılarıyla en az 10 gün süreyle virüsü çıkarırlar. Bu durum, hayvan satışları ve göçmen kuşlar vasıtasıyla virüsün yayılmasına kaynak teşkil etmektedir.
Etkenin, kuşları enfekte eden 15 subtipi bilinmekte olup, kuşlar hastalık için rezervuar (taşıyıcı) görevi üstlenmektedir. Yüksek patojenik avian influenza formundan sorumlu, şu ana kadar avian influenza subtip H5 ve H7 suşları identifiye edilmiştir. .
Son araştırmalar göstermiştir ki, kuş popülâsyonlarında düşük patojeniteli virüslerin belirli bir süre bulunmasını takiben, yüksek patojenik avian influenza formuna mutasyona (değişime) uğrayabilmektedir. 1983-1984 yılları arasında A.B.D'de düşük patojeniteli bir suş olan H5N2 suşu 6 ay içerisinde yüksek patojenik forma (H5N1) dönüşmüş ve mortalitesi % 90'a kadar ulaşmıştır. Salgının kontrolü için 17 milyondan daha fazla kuş itlaf edilmiştir. Yine benzer bir durum İtalya'da 1999-2001 yılları arasında H7N2 virüsü tarafından meydana getirilen düşük patojeniteli hastalık tablosu, ay içerisinde mutasyona uğrayarak yüksek patojenite formuna dönüşmüş, bu salgın esnasında ise 13 milyon kuş itlaf edilmiştir. Ocak 2006 tarihi itibariyle sekizi Avrupa ülkesi olmak üzere yirmi dört ülkede enfeksiyonun varlığı kesin olarak saptanmıştır.
BULAŞMA YOLLARI
Evcil kümes hayvanları ve yabanıl su kuşları ile direk ya da endirekt temas, bulaşmanın sıklıkla belirtilen nedenidir. Bunun yanında canlı kuş marketleri de hastalığın yayılımında rol oynarlar.
Yüksek oranda bulaşıcı özellik taşıyan avian influenza virüsü, mekanik olarak bir çiftlikten diğerine taşınabilmektedir. Kontamine (virüsle bulaşık) ekipman, taşıtlar, gıda, kafes ve elbiseler yayılımda etkili olabilmektedir. Yüksek patojiniteye sahip olan virüs özellikle soğuk ortamlarda çevrede uzun bir süre canlı kalabilir. Virüsün, 56 °C'de 3 saate veya 60 °C'de 30 dakikada öldüğü bildirilirken, formalin ve iyot bileşiklerine de duyarlı olduğu belirtilmektedir. Ayrıca virüs, kontamine gübrede düşük ısılarda en az 3 ay canlı kalabilirken, suda 22 °C'de 4 gün, 0 °C'de ise 30 gün canlılığını sürdürebilmektedir. Sıkı koruma önlemleri alınmış olan işletmeler de hastalık ciddi oranlarda kontrol altına alınabilir.
|